Fark yaratmak cesarettir.

Cesur olmazsan, o ilk adımı atamazsın... Cesur olmazsan, hiç bir zaman ileri gidemezsin... Yanlış olanı görmezsin. Güzel olanı daha da güzelleştirmeyi düşünmezsin. Yerinde sayarsın ama farketmezsin. Kaybedersin ama kazandığını zannedersin. Yeni kapılar açamazsın, yeni ufuklar keşfedemezsin, eğer cesur olmazsan...
 
Cesur olmazsan, yapılmamış olanı da yapmazsın, başarılmamış olanı da başaramazsın... Kimseyi kendine hayran bırakamaz, kendinden konuşturamazsın. Arkasından izlenecek, başkaları tarafından örnek gösterilecek ayak izleri de bırakmazsın.
 
Ve herşeyden önemlisi, cesur olmazsan hiç bir fark yaratamazsın... Yani, bir marka olamazsın. Ya da, olsan da kalamazsın.
Cesaret bu yüzden, her zaman, her koşulda önemlidir. Ne de olsa markalar ancak cesaretle inşa edilip büyütülür. Ve ancak aynı cesareti gösterebilen ajanslar, müşterilerinin sadece parasını almanın ötesine gidebilir ve aldıklarının karşılığını hakederek verir.